Fen Dersleri

Dogal

 

 

Doğa Olaylarının Maddelere Etkisi


Yer yüzünün şekli milyonlarca yıldan beri çeşitli doğa olayları nedeniyle sürekli
değişmektedir. Dış etkiler dediğimiz yağmurlar , rüzgarlar, akar sular ve buzlanma gibi doğa olayları yer kabuğunu parçalamış, aşındırmış, değişmesine neden olmuştur.

AKAR SULARIN ETKİSİ
Yer yüzünün değişmesine etki eden kuvvetlerin en önemlisi akar sulardır. Akar sular yağmur yada eriyen kar sularının yerine eğimine uygun olarak akmasıyla oluşurlar. Akar sular yer çekimine uygun olarak akarken geçtikleri yerlerdeki kayaları aşındırır ve parçalar. Kayalarda koparılan bu parçalar ve kumlar denizlere doğru sürüklenirken çarptıkları kayaçları aşındırırlar. Sel suları yamaçlardan hızla akarken verimli toprakları aşındırır, sürükler.
Toprağın verimli bölümünü yok eder. Bu olaya erozyon denir. Akar sular bazı bölgelerde yumuşak kayalar aşındırarak peri bacaları denilen oluşuma neden olurlar. Yurdumuzdaki Kapadokya bölgesinde bu tür oluşmalar vardır.

RÜZGARIN ETKİSİ

Rüzgarda yeryüzünün değişmesine neden olan etkenlerdir. Şiddetli rüzgarların savurduğu kum, toprak gibi maddelerin doğal yapı üzerinde aşındırma etkisi vardır. Yeryüzündeki birçok değişim bu şekilde oluşmuştur. Ayrıca rüzgar torağın verimli bölümünü aşındırarak erezyona neden olur.
Rüzgar yerkabuğundaki değişmelere neden olduğu gibi tarihi yapıların da aşınmasında önemli bir rol oynar. Yeryüzündeki birçok yapı bu nedenle yok olmuştur.


BUZLANMA ETKİSİ

Kayaçlar doğal etkiler sonucu çatlarlar. Soğuk mevsimlerde bu çatlakların arasına giren yağmur suları donar. Donan sular gençleştikleri için kayaların parçalanmasına neden olurlar. Bu durum süreklilik gösterdiği için kayaçlar zaman içinde parçalanıp, ufalanırlar. Buzlanmanın etkisi soğuk iklime sahip yerlerde daha çok görülür.
Ayrıca kayaçların arasına giren ve orada büyüyüp gelişen bitki kökleri de parçalanmalarına neden olurlar.

SICAKLIK DEĞİŞİMLERİ
Gece ve gündüz arasındaki farklı maddeler üzerinde etkili olur. Gündüz ısınarak gelişen, gece soğuyarak büzülen kayalar zaman içinde parçalanır, ufalanırlar.

BİLELİM
Yeryüzünü değiştiren dış etmenlerden başka depremler, volkanik gibi iç etmenlerde vardır.


Maddelere ısı verdiğimiz zaman sıcaklığı artar. Buna karşılık ısı kaybeden maddelerin sıcaklığı düşer, soğur.
Isı ve sıcaklık farklı kavramlardır. Isı bir enerji türüdür. Sıcaklık termometreyle ölçülen bir değerdir. Isı ise kalorimetre kabıyla ölçülür. Isı, maddeleri çeşitli yönlerden etkiler. Isınan maddeler genleşir. Soğuyan maddeler büzülür. Yani ısı maddelerin hacmini değiştirir.

SICAKLIĞIN ÖLÇÜLMESİ

Bir maddenin sıcaklığını elimizle dokunarak anlayabiliriz ama ölçemeyiz. Bir maddenin sıcak, soğuk yada ılık oluşu duruma ve kişiye göre değişebilir. Bunu şöyle anlayabiliriz. Birinde soğuk, birinde sıcak, birinde ılık su olan üç kap alalım elimizin birini sıcak diğerini soğuk su olan kapta tutalım. Sonra her iki elimizi de ılık suya daldıralım. Ilık su sıcak sudan elimize soğuk, soğuk sudan çıkan elimize sıcak gelecektir.
Sıcaklık termometre ile ölçülür. Termometreler, ısınan maddelerin genleşmesi soğuyan maddelerin büzüşmesi ilkesine göre çalışırlar. Alkollü, civalı, dijital ve metal termometreler vardır. Sıvı termometrelerin içinde bulunan sıvı, sıcaklık yükseldikçe sıcaklık genleşir ve ince boruda yükselir. Soğuduğu zaman ise bunun tam tersi gerçekleşir ve sıvı ince borudan aşağı doğru iner. Termometrenin üzerinde bulunan çizgilerden ve sayılardan yaralanarak sıcaklıkları anlayabiliriz.
Termometreler çeşitli şekillerde derecelendirilirler. Yurdumuzda ve birçok ülkelerde celsius ( selsiyus ) derecesi kullanılır. Celsius derecesi ‘C sembolü ile gösterilir.
Termometrede görülen 25’C “ yirmi beş derece selsiyus “ olarak ifade edilir.
Sıvılı termometrelerin oda termometresi hasta termometresi, laboratuar termometresi gibi çeşitleri vardır. Bu termometre sıvı olarak alkol yada civa kullanılır.
Metal termometreler sıvı termometrelerin kullanılamadığı yüksek sıcaklıktaki yerlerde kullanılır.


BİLELİM
Termometrelerin suyun donma ve kaynama noktalarına göre derecelendirilirler. Üç çeşit derecelendirme vardır.
Celcius : celcius derecelendirilmesinde suyun kaynama noktası 100’C, donma noktası 0’C dir.
Fhrenheit ( Fahrenhayt ) : bu derecelendirmede suyun kaynama sıcaklığı 212 Fanrenheit, donma noktası 32 Fanrenheit kabul edilir.
Reaumur ( Reomür ) : Reomür derecelendirilmesinde suyun donma noktası 0’Reomür, kaynama noktası ise 80’Reomür olarak kabul edilir.


Doğal ve Yapay Maddeler

DOĞAL MADDELER
Doğadan olduğu gibi yada çok hazla yapısal değişikliğe uğramadan elde edilmiş maddelere doğal maddeler denir.
Doğal maddelerin bazıları da çeşitli işlemlerden geçirilerek kullanılır. Örneğin tuz doğal bir maddedir ve doğadan elde edildiği gibi kullanıla bilir. Şekerde doğal bir maddedir ve şeker pancarının yada şeker kamışının işlenmesi sonucu elde edilir. Ağaçtan elde edilen kereste ve tahta doğal bir maddedir. Günlük yaşantımızda kullandığımız altın, demir, ağaç, cam, taş, mermer, toprak gibi bir çok cisim eşya, alet ve malzeme doğal maddelerden yapılır.
Günlük yaşantımızda birçok doğal madde kullanırız.


YAPAY MADDELER
Doğal olmayan yollardan elde edilen maddelere yapay maddeler denir. Yapay maddeler doğadan oluşturulmuş maddelerdir. Plastik, naylon, telefon, yapay gübre, yapay ipek, yapay şeker gibi günlük yaşantımızda kullandığımız doğal olmayan sayısız madde, cisim, eşya, malzeme ve alet vardır.
Yapay maddelerden yapılmış eşyalar

BUĞDAYDAN EKMEĞE
Ben bir buğday tanesiyim. Sahibim beni bir çuvalın içinde aylardır bekletiyor. Of!... Çok sıkıldım. Üstelik burada ışıkta yok. Ne zaman dışarı çıkarım bilmiyorum. Herhalde sahibimin bir bildiği vardır. Uzunca bir bekleyişten sonra bir elin, çuvalı uzunca kavradığını ve sırtına alarak kavradığını hissettim.
Of!... nihayet gün yüzü görecektim. Mutluluktan uçuyorum.
Bir at arabasının tıkırtısıyla yola çıktığını anladım. Bir süre sonra araba durdu. Bulunduğum çuvalın arabadan alınıp, yumuşak bir toprağın üstüne konulduğumu hissettim. Ne oluyordu? Nereye gelmiştik? Çuvalın ağzının açılmasıyla bulunduğum yere ışık doldu.
Aman! Ne kadarda özlemişim gün ışığını. Şöyle bir etrafıma baktım bir tarlanın kenarındayım. Sahibim tarlayı sürmüştü. Toprak mis gibi kokuyordu. Biraz sonra sahibim kucağında bir torbadaydım.
Havaya savrulduğumu fark ettim. Havada bir kavis çizdikten sonra toprağa düştüm. Meraktan çatlıyordum. Bir süre sonra üzerim toprakla örtüldü ve ben bu deha tek başıma yine karanlıklar içindeydim. Son hatırladığım derin bir uykuya daldığımdı. Toprağın üstünde ve ışıklı bir dünyadaydım. Bende çok büyük değişiklikler vardı. Büyümüştüm. Yapraklarım vardı artık. Tepemde bir başak olmuştu. İçinde bir çok buğdayın bulunduğu bir başak… Bir süre sonra sıcaklar nedeniyle kurudum. Bir gün üzerimden büyük gürültülerle koca bir makine çeçti.Beni parçaladı; Başağımdaki buğdaylar bir çuvalın içine dolduruldu. Daha sonra kendimi bir değirmende buldum. Beni un haline getirdiler. Son yolculuğum bir hırına olmuştu. Şimdi bir sofrada ali’nin midesine inmek üzeriyim.

Bugün 32 ziyaretçi (141 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol